Okçuluk Nedir

İnsanlığın varoluşuyla eş zamanlı olarak ok ve yay insanla birlikte gelişmiştir. Ok ve yay ; insanınsilahı,arkadaşı,sırdaşı ve güvencesi olmuş, her uygarlık ok ve yayı biraz daha geliştirmiş, günümüze kadar getirmişlerdir.Ama temelde çalışma prensibi değişmemiştir ; bir ağaç dalı iki ucundan bir sicimle gergin olarak bağlanıp ve daha ince ucu sivriltilmiş düz bir dalıda sicimin üstüne yerleştirip,dalın esneme gücü sayesinde sicimi çekerek dalı gerip sivri uçlu dal parçasını uzağa fırlatmak, ok atmaktır.Okçuluk; insan, yay ve oktan oluşur,amaç uzaktaki hedefi vurmaktır.Okçuluk günümüzde son derece modern malzemelerle ve kurallar çerçevesinde yapılan olimpik bir spor dalıdır.

1- Ok :
Okun boyu “gez” olarak ölçülür. Bir gez yaklaşık olarak 65 – 70 cm. civarındadır çeşitli ahşap malzemelerden (çam ağaçlarının kuzey rüzgarı alan kısımlarından) veya bambu kamışından yapılır.

Ok ucuna “demren” ya da “temren” adı verilir kemik veya demirden yapılır.

Okun son kısmı olan tüy kısmına ise “yelek” adı verilir genelde kuğu kartal tüyleri kullanılır ucunda temreni olan oklara işlevine göre gerektiğinde yelek takılmaz.

2- Yay :
Osmanlı yayı ise son derece işlevsel aynı zamanda kısa kullanımı kolay ve “pek” yani oldukça sert yaylardır.

Yay ipine Tirkeş veyahut Çile adı da verilir. Tirkeş genelde koyun bağırsağından olabileceği gibi ibrişimden de imal edilir.

Yaylar genelde filmlerde görüldüğü gibi sürekli olarak gergin durumda değillerdir. Normal durumda tirkeş ve yay gerilimsiz ve gevşek bir şekilde durur kullanılacağı zaman ise yay kurulur. Yay terse doğru kurulmaktadır ve oldukça güç gerektiren bir iştir.